Faik Öztrak: “Erdoğan, Halk Bankası’nı dolandırmakla suçladığı Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getiriyor.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Daha dün bizi Londra tefecileriyle işbirliği yapmakla suçlayan Erdoğan, bugün Saray uçağında ‘Kaynak arayışlarımız sürüyor’ diyor. Halk Bankası’nı dolandırmakla suçladığı Mehmet Şimşek’i Türkiye’ye getirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin keyfi ve asi yönetim anlayışının yol açtığı toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar sürerken, ülkemizin en derin idari ve ekonomik krizlerinden birini yaşamasına neden oldu. Cumhuriyet tarihinde krizler her geçen gün artmakta, bu gidişata dur diyecek acil eylem planı nerede?” Ekonomi yönetiminden kim sorumlu? Mehmet Bey mi, Cevdet Bey mi, Gaye Hanım mı, yoksa Saray’ın gölgesi Şahap Bey mi? Erdoğan’ın mahvettiği ekonomiyi kurtarmak mümkün değil” dedi.
Faik Öztrak bugün CHP Genel Merkez’de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak dedi ki:
“MİLLETİN 418 MİLYAR DOLARI BAŞTA BEŞLİ ÇETESİ OLMAK ÜZERE TAKİPÇİLERİNE VERİLMİŞTİR”
“Güven kaybetmek koca bir kağıdı buruşturmak üzere. Buruşturduğun kağıdı düzeltsen de geri getiremezsin. Benim ucube rejimim paramıza damga vurdu. Ceplerimizi, mutfaktaki tenceremizi boşalttı. Döndü. Yönetemediği ekonomiyi bir yangına çevirdi, mahvetti. İşleyen sistemi tamamen alt üst etti. Piyasalarda zerre kadar inanç bırakmadı.” Sarayın kibirlisi, damadıyla birlikte 2018 seçimlerinde milletin 128 milyar dolarını Merkez Bankası’nın arka kapısından satarak istikrar görüntüsü verdi. Bu seçimlerde Nebati Bakanı ile birlikte ülkenin 199 milyar dolarını kurallara uymadan ve hesap vermeden sattı. Yetmedi, milletin 418 milyar dolarını bal gibi ihalelerle, teşviklerle ve vergi muafiyetleriyle başta Beşli Çete olmak üzere yandaşlarına bağışladı.
“MERKEZ BANKASI’NIN BRÜT REZERVLERİ YİNE 100 MİLYAR DOLARIN ALTINDA OLACAK”
Kazanın dibini kazıyarak delerseniz, daha dün 15 Temmuz hain darbe girişiminin finansörü olmakla suçladığınız Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı’nın eline sımsıkı sarılmak zorunda kalacaksınız. yanlısı medyada “onlar dürüst değiller” şeklinde manşetler atıldı. Türkiye’yi bu hale getirdiler. Dün açıklanan verilere göre Merkez Bankası brüt rezervleri yeniden 100 milyar doların altına indi. Net rezervler ise 73 milyar dolar açık veriyor. Kasayı sıfırladık demek için bile 73 milyar doları bir yerden bulmak gerekiyor. Nisan ayında Türkiye’nin yıllık cari açığı 58 milyar dolar oldu. Bu sabah açıklanan kısa vadeli dış borç bilgilerine göre Türkiye’nin önümüzdeki yıl ödemesi gereken borç 203 milyar dolar. Cari açık yıl sonuna kadar artmazsa, burada kalırsa cari açığın finansmanı dahil bir yıl içinde bulunması gereken borç 261 milyar dolar.
“İLK ALTI AYDA KKM SAHİPLERİNE BÜTÇEDEN YAPILACAK ÖDEME 75 MİLYAR LİRAYI BULMASI BEKLENİYOR”
Ama açık sadece döviz bilançosunda değil. Seçim öncesi yüzde 8’in altına düşen gösterge tahvil faizi bugün yüzde 16’nın üzerine çıktı. Sarayın sesi çıkmıyor. ‘Günah, külahını gösterme’ diyerek yeni bakanın arkasına saklanır. “Faiz nasıl?” diyen Erdoğan’ın yönetiminde bütçeden bu yılın ilk 5 ayında faiz lobilerine 237 milyar 868 milyon lira ödendi. İlk 5 ayda bütçeden faizsiz mevduat sahiplerine ödenen para 4 milyar 439 milyon lira. Ancak, bu hesapların çoğunun vadesi bu ay. KKM sahiplerine ilk altı ayda bütçeden yapılacak ödemenin 75 milyar lirayı bulması ve aynı miktarın Merkez Bankası tarafından ödenmesi bekleniyor.
“BÜTÇE İLK 5 AYDAN ALARM VERMEYE BAŞLADI”
Sorun her geçen gün daha da derinleşiyor. Hızlı bir şekilde harekete geçmelisiniz. Bütçe ilk 5 ayda alarm vermeye başladı. Gelir ve giderlerin seyri geçen yıl ile aynı hızda gerçekleşirse yılsonu bütçe açığı öngörülen 1 trilyon 588 milyar liraya ulaşacak. Seçim döneminde verilen ama şimdi tutulmayan, bütçede karşılığı olmayan sözler de var. Bu sözlerin maliyeti bütçe açığının üstüne çıkacak. Memurların en düşük maaşı 22 bin lira, şartları sağlayan tüm memurlara 3 bin 600 ek gösterge sözü veriliyor, 7 bin 500 liranın üzerindeki emekli maaşlarının kademeli olarak güzelleştirilmesi, BAĞ-KUR için prim gün sayısının düşürülmesi üyeler, vatandaşlık maaşı… bütçesi gerekiyor.
“TÜRKİYE’DE KONUT SATIŞLARI 4 AY BOYUNCA DÜŞTÜ”
Ekonomide önümüzdeki dönemin hiç de parlak olmadığına dair birçok veri şimdiden ortaya çıkmaya başladı. Sanayi üretimi gerilemeye devam ediyor. Bu ülkenin vatandaşları için ev ve araba almak hayaldi. Türkiye’de konut satışları 4 aydır üst üste düşüyor. Ama bazı şanslı vatandaşlarımızın sayesinde İngiltere’de yabancıya konut satışında Türkler üçüncü sıraya yükseldi. Bu, Erdoğan’ın patronluk taslayan politikalarının yol açtığı büyük gelir ve servet adaletsizliğinin ve Erdoğan zenginlerinin Erdoğan’ın ekonomisine ne kadar güvendiğinin en sevindirici göstergesidir.
“ERDOĞAN BUGÜN SARAY UÇAĞINDA ‘KAYNAKLARIMIZ DEVAM EDİYOR’ DİYOR”
İşsizlik hızla artıyor. Özellikle genç işsizliği konutları vuruyor. TÜİK verilerine göre ülkemizde her beş gençten biri işsiz. 3 milyona yakın genç ne okuyor ne de çalışıyor. Evde anne babasının ellerine bakan ve evde oturan bir delikanlı olmuştur. Masraf çok, gelir yok. İnsanlar borç içinde. Vatandaşların bankalara olan kredi ve kredi kartı borcu son bir yılda neredeyse ikiye katlanarak 2 trilyon 106 milyar liraya ulaştı. Ekonomisi bizimkine benzeyen ülkelerin para birimleri son dönemde dolar karşısında birden fazla değer kazandı. Ancak Türk lirası bu dönemde dolar karşısında yüzde 17’nin üzerinde değer kaybetti. Daha dün bizi Londra tefecileriyle işbirliği yapmakla suçlayan Erdoğan, bugün Saray uçağında “Kaynak arayışlarımız sürüyor” diyor. Halk Bankası’nı dolandırmakla suçladığı Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirir. Merkez Bankası Liderini ABD’den ithal etmektedir.
“ERDOĞAN, EKONOMİYİ DÜZENLEYEREK, ÜLKEYİ DIŞ KRİZİN İÇİNE ÇIKARARAK, ÜLKEMİZİ FAİZ LOBİSİNİN İKAMESİNE GETİRİYOR”
Yetmez, ‘Hazine ve Maliye Bakanımız şu anki düşünce noktasında atacağı adımları hızlı ve kolay bir şekilde atacaktır. Merkez Bankası ile birlikte atmasını kabul ettik’ diyor. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek ekonomiyi alt üst eden Erdoğan, ‘Akılcı politikalar uygulayacağım’ diyerek faizleri artırmanın sinyalini verdi. Şimşek ve ekibine ‘rıza’ verilir. Ekonomiyi alt üst eden ve ülkeyi kur krizine sokan Erdoğan, şunları söyledi: Ben yapmıyorum Mehmet yapıyor’ diyerek faiz lobilerine teslim ediyor. bunu yaparken ‘Cumhurbaşkanı faiz politikasında önemli bir değişiklik yapacak mı’ deme hatasına düşmeyin. Hala ‘Ben burada aynıyım’ diyerek milleti kandırmaya çalışıyor. Halep oradaysa senin tahtın buradadır. Millete doğruyu kim söylüyor? ‘Akılcı politikalara döneceğim, enflasyonu düşürmek için faizi artırmamız lazım’ diyen Şimşek mi, yoksa ‘Ben değişmedim, faizler düşerse enflasyon düşer’ diyen Erdoğan mı? Bunu hep birlikte göreceğiz.
“MİLLETİMİZİN GEÇİRDİĞİ ZORLUK VE ACILARIN HESABINI KİM ÖDEYECEK”
Ortada ise sözünün dışına çıkmayan eski Merkez Bankası Başkanı’nı BDDK Başkanı olarak ekonomi yönetimine yerleştirmeyi ihmal etmiyor. Daha önceki eylemlerine ilişkin herhangi bir soruşturma veya soruşturma yapılmasını engelleyecek tedbirler alır. “Ben bir iktisatçıyım, biliyorum” noktasından Erdoğan, iktisatçı olmadığını ve akılcı politikalar izlemediğini “kabul” noktasına geldi. Erdoğan kabul etti de hatalarının hesabını kimin sırtına yüklediği milletimizin çektiği sıkıntıların, ıstırapların hesabını kim verecek?
“KKM UYGULAMASI KAPSAMINDA MERKEZ BANKASI NE KADAR BORSA ALMIŞ OLDUĞUMU AÇIKLAMAK ZORUNDADIR”
Bir ekonomi programının en değerli yakıtı inançtır. Güvenilir bir program, güvenilir bir ekip ve onlara güç veren siyasi irade olmadan hiçbir program hayatta kalamaz. Bu üç sacayağıdan biri bile yoksa her işin maliyeti birden beşe çıkar. İktidarın sözlerinin inandırıcı olabilmesi için önce 2018 seçimlerindeki 128 milyar doların, bu seçimlerdeki Merkez Bankası’nın arka kapısından buharlaşan 199 milyar doların kime verildiğinin araştırılıp izah edilmesi gerekiyor. kanunsuz ve denetimsiz satılıyor. Döviz Korumalı Mevduat uygulaması kapsamında Merkez Bankasının ne kadar döviz aldığını ve bu uygulamanın bankaya maliyetinin açıklanması gerekmektedir.
“BÜYÜME VE İŞSİZLİK VERİLERİNE İLİŞKİN TEKNİK ARAŞTIRMALARA BAŞLANMASI GEREKİYOR”
Merkez Bankası’nın zarar bilançosunun muhasebe kuralları değiştirilerek bir gecede nasıl yapıldığı, uluslararası kabul görmüş muhasebe standartlarına uyup uymadığı ve bağış yerine bağış adı altında AFAD’a aktarılan bu kârın nasıl olduğu kamuoyuna açıklanmalıdır. Hazine, kullanılmaktadır. Merkez Bankası’nın ihracatçılardan ve Merkez Bankası’nın BED kredilerinden yararlanan şirketlerden zorla satın aldığı ihracat döviz tutarının kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Ayrıca BOTAŞ’ın son dönemde Rusya’dan kredili gaz ithalatı miktarını ve Rusya’ya ne kadar borcumuz olduğunu gösteren cari bilançosunun da açıklanması gerekmektedir. Son olarak, TÜİK’in güvenilir olmayan TÜFE, büyüme ve işsizlik verileri üzerinde geriye dönük teknik araştırma başlatılmalıdır. Bunlar yapılmazsa geçmişteki yolsuzlukları örtbas eden bakan Mehmet Şimşek olacaktır. Kredi vermiyor. Erdoğan, Mehmet Şimşek’e ‘Yapacaklarından memnunuz’ diyor. Ama hala bir acil durum planı yok.
“EKONOMİ YÖNETİMİNİN BAŞKANI KİMDİR? MEHMET BEY? CEVDET BEY? GAYE HAYIR YA SARAYIN GÖLGESİ MİYDİ”
Erdoğan dün, hükümet programını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın hazırlayacağını söyledi. Cevdet Yılmaz, yeni Orta Vadeli Program hakkında da açıklamalarda bulundu. Her şey yolunda da, ülkemizin en derin idari krizlerden birini yaşamasına neden olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin keyfi ve asi yönetim anlayışının yol açtığı sosyal, siyasi ve ekonomik sorunlar yaşanırken, bu gidişatı durduracak acil eylem planı nerede? Cumhuriyet tarihinde yaşanan ekonomik krizler ve krizler her geçen gün artıyor mu? Öte yandan, ekonominin yönetiminden kim sorumlu? Mehmet Bey? Cevdet Bey? Bayan Gaye? Yoksa Saray’ın gölgesi Şahap Bey mi?
“ERDOĞAN’IN BAŞARILI OLDUĞU EKONOMİYİ KURTARMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Yerel seçimlere kadar ekonomi patlamasın, dışarıdan finansman bulunsun, kur krizine pansuman olsun diye bazı isimler vitrine çıkarılmış gibi görünüyor. Dış finansman sağlama stratejiniz ise, Londra’daki tefecileri ve tefecileri seçimlerden önce, üzerine damgasını vurduğunuzu düşündüğünüz Türk Lirası’nı sabitleyerek, faiz oranlarını yükselterek ve onlara yüzde 30-40 faiz ödeyerek seçimlerden önce ülkeye çekmekse. gerçek dolar, bu işe yaramayacak. Bu ekonomi olmaz. Bu denendi. Sonu her zaman çok daha hayal kırıklığı yarattı. Yerel yönetimler seçimlerine kadar Erdoğan’ın pansuman ve aspirin tedavisiyle mahvettiği ekonomiyi kurtarmak mümkün değil.
“BU ÜLKENİN GENÇLERİNE ‘OMUZLU’ VE KADINLARINA ‘SLİTERLER’ DİYEN O’DUR”
Milleti unutan, sesini duymayan, devletini görmeyen iktidar, elin vatandaşını sevip kendi vatandaşını hor gördü. Saray ve beraberindekiler bu ülkenin halkına görülmemiş bir hakarette bulunmuşlardır. Derdini anlatmaya çalışan çiftçiye ‘Anneni al git’ diyen bu. Bu, ilacını bulmak için yardım isteyen kanser hastası Dilek’in cebine para sıkıştıran ve ona dilenci muamelesi yapan kişidir. Soma’da yerde yatan madenciyi tekmeleyenler bunlar. Bunlar bu ülkenin gençliğine ‘sürtük’, kadınlara ‘sürtük’ diyenler. Ancak bunlar utanmadan, sıkılmadan söylenmemiş sözler üzerinden algı yöneterek bize iftira atmaya çalışan tekrarlardır. Cumhurbaşkanımız ‘kıra ulaşamadık’ diye özeleştiri yaparken, hala utanmadan kırsaldaki vatandaşlarımızla görüştük yalanını söyleyebiliyor. Nitekim ellerinde kalan son siyasi sermaye kibirleridir.
“GENEL BAŞKANIMIZ HER FIRSATTA DEĞİŞİMİN SONUNA KADAR AÇILACAĞININ SÖZÜNÜ VERİYOR”
Nihayet partimizin kongre takvimi tahmin ettiğimiz gibi ilerliyor. İlçe ve il kongrelerimizi rekabet ortamında hızlı bir şekilde tamamlamak için gerekenleri yapıyoruz. Parti Meclisimizin uygun göreceği bir tarihte demokrasi şenliğine dönüşecek kongremizle bu süreci taçlandıracağız. Başkanımız değişimin önünü sonuna kadar açacağını her fırsatta dile getiriyor. Muhalefetin birleşmiş gücünü dağıtarak, yenilenen dinamik teşkilatımızla, yönetimlerimizle, yeni kurumsal yapımızla ve tüzüğümüzle sarayın ve cemiyetin değirmenine su götürmeden daha da güçleneceğiz. Bundan 9 ay sonra yapılacak yerel seçimlere çok daha hazırlıklı girmek ve bundan sonraki seçimleri kazanmakta kararlıyız. Despotik bir yönetime karşı hak, hukuk ve adalet mücadelemiz 6 yıl önce Ankara Güvenpark’ta düzenlediğimiz Adalet Yürüyüşü ile başladı. Bu yolda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.”
Faik Öztrak, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın faiz ve kur korumalı mevduata ilişkin açıklamalarını hatırlatan Öztrak, şunları kaydetti:
“TÜRKİYE’NİN DÖVİZ KRİZİNİ AŞMAK İÇİN EKONOMİDE ÇOK ACİL BİR EYLEM PLANINA İHTİYAÇ VAR”
“Merkez Bankası bağımsız kararlar alacak, siz ne yapacaksınız? Türkiye’nin içinde bulunduğu kur krizini aşmak için ekonomide acilen bir eylem planına ihtiyaç var. Ayrıca ciddi bir eylem planına ihtiyaç var.” ülkenin dünya pazarlarında rekabet gücünü artıracak, Türkiye’yi yıldız ülke yapacak, dünyadaki fırsatları değerlendirmesini sağlayacak bir reform programına ihtiyacı var ama mevcut tablo kendi içinde pek uyumlu olmayan bir ekonomi yönetimi. ve ekonomiyi kavurucu bir topun içine atar.Bütünsel ve inançlı bir program, ekonomide istikrarın da şartıdır.Üstelik bunlar sadece Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile, sadece Merkez Bankası ile, sadece Merkez Bankası ile olmaz. Hazine ve Maliye Bakanlığı Burada açıkça ifade edeyim, bu kurumların hiçbiri tek başına değil, Erdoğan Hepsi uyum içinde çalışmalı ve sorumluluğu birlikte aldıklarını açıklamalı, Döviz Korumalı Mevduattan kademeli çıkış sorununa gelince; Bu mevduatın 6 aylık bütçeye maliyetinin 75 milyar lirayı bulduğu hesaplanıyor. O kadar yük Merkez Bankası’nın tarafına geçecek. Yani 6 ayda bu zihinsel sınır projesinin bu ülkeye maliyeti 150 milyar lira. Geçen yıl maliyeti 182 milyar liraydı. Dev bir fatura. Bu saçma sapan bir alışveriş. Yeni bir soruna yol açmadan hemen önce sizi beladan kurtaracak bir strateji uygulayın. Konuşmayı kes.”
Öztrak, Cevdet Yılmaz’ın asgari ücret artışına ilişkin açıklamalarına, ‘Dolar durmuyor, her gün değişiyor, TL’yi konuşmamız lazım’ yanıtını verdi:
“MİLLİ PARALARIMIZA GÜVENİ KORUMAK İÇİN ADIMLAR ATIYORLAR”
“Geçmişte Erdoğan ekonomide her şeyi dolara endeksledi. ‘Liraizasyon’ diye çıktılar. Her şey dolara endeksli oldu ya da dolara endekslendi. Şimdi çıkıp ‘Hadi bakalım’ diyerek milletle dalga geçiyorlar. Hiçbir şey yapmadan ‘TL’ konuşun. Bir an önce ekonomiyi Türk Lirası’nı konuşturmak için paramıza damga vurmayı bıraksınlar. Ulusal para birimimize olan güveni yeniden tesis etmek için adım atmalarına izin verin. Durum çok ciddi. Kelimenin tam anlamıyla, peynir gemisi çalışmayacak.”
“DEMEK OYUNU BİRİNE VERDİ AMA KİMLERE MİLLETLERE ANLATACAK DİLİ YOK”
Abdüllatif Şener’in açıklaması sorulan Faik Öztrak, şunları söyledi:
“Şener Bey’in oy kullandığı sandıktaki ıslak imzalı tutanağa baktılar, geçersiz oy yok. Demek ki oyu birine vermiş ama kime oy verdiğini millete açıklayamıyor. son soru bir fıkra anlatayım adam gece gündüz birisine sövüyormuş şikayet etmişler söven adam biraz durmuş düşünmüş sonra bu adama hiç bir vasıf dokunmamış neden bana sövüp duruyor ?’