Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler adeta yüreğimizi yaktı. Enkaz altında binlerce insan hayatını kaybederken, afetlerin ardından gündeme gelen konulardan biri de EMASYA Protokolü oldu. Deprem bölgesine müdahalede geç kalındığı iddiasıyla gündeme gelen EMASYA Protokolü ile ilgili araştırmalar hız kazandı. Peki EMASYA ne demek, ne demektir? EMASYA Protokolü ne zaman ve neden kaldırıldı? EMASYA Protokolü içeriği nedir, hangi durumlarda uygulanır?
Tüm detaylar içeriğimizde…
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem binlerce kişiyi uykusuz bıraktı.
11 ili etkileyen felaketin ardından birkaç saat geçti, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi.
Binlerce binanın moloza dönüştüğü deprem bölgesinde çok sayıda kişi enkaz altında kaldı. 04.17’de meydana gelen ilk depremin ardından müdahale için çok geç kalındığı tartışmaları gündem oldu.
Uluslararası yardım davetlerinin ardından bölgeye çok sayıda grup gönderildi. Ancak binlerce canımız ya enkaz altında kalarak ya da dondurucu soğuklardan hayatını kaybetti.
Depremzedelere müdahalenin ilk adımında, ordunun afete uyum konusunda olmaması EMASYA Protokolü’nün artık uygulanmaması olarak değerlendirildi.
Ordunun ilk günden itibaren sahaya inmemesinin ardından yeniden gündeme gelen EMASYA Protokolü ile ilgili araştırmalar başladı.
EMASYA nedir?
Polisin yeterli olmadığı durumlarda askerin sosyal olaylara müdahale etmesinin zorunlu düzenlemesi EMASYA Protokolü olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasında kimin ne yapacağı önceden belirlendi.
EMASYA Protokolü, askerlerin şehirlerdeki sosyal olaylara müdahale etmesine izin veriyor. 27 maddeden oluşan protokolde asker; Terör şüphesi olan durumlarda, sel, yangın, deprem gibi doğal afetlerde bölgeye iner. Felaketin meydana geldiği il veya ilçelerde yeterli müdahalenin yapılmadığı durumlarda, askeriye sivil denetimle yardıma el koyabilir.
EMASYA nedir?
Depremlerin ardından yeniden masaya yatırılan EMASYA, “Emniyet-Kamu Güvenliği-Dayanışma” kelimelerinin kısaltmasıdır.
EMASYA Protokolü İlk Olarak Ne Zaman İmzalandı?
EMASYA Protokolü ilk olarak 7 Temmuz 1997’de İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanmıştır. Bu protokol ile İl İdaresi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, polisin yeterli olmadığı durumlarda askerin sosyal olaylara müdahale etmesi zorunlu hale getirildi.
EMASYA Protokolü Neden ve Ne Zaman Kaldırıldı?
Ordunun doğal afet bölgesine ‘valinin izni olmadan’ müdahale edebileceği EMASYA Protokolü Türkiye’de 13 yıldır uygulanıyor. Afetzedelerin gerekli tüm ihtiyaçlarının (çadır, su, gıda vb.) ordu tarafından karşılandığı bu protokol, ‘darbeye zemin hazırladığı’ gerekçesiyle 4 Şubat 2010’da iptal edildi. .
EMASYA Protokolü 6 yıl aradan sonra 14 Temmuz 2016’da 6722 sayılı kanunla yeniden yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yeniden uygulamaya konulacağı açıklanan protokol, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir kez daha yürürlükten kaldırıldı.
EMASYA Protokolünün İçeriği Nedir?
Validen izin almaksızın birlik komutanının emriyle hareket edebilecek olan askerlerin arama ve operasyonlarında hakimin iznine ihtiyacı olmayacak.
Kamu düzeninin bozulması halinde, İçişleri Bakanının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile ilgili bölgeye askeri birlik atanır.
Askeri birliklerin büyüklüğü, teşkilatı, komuta-komuta ilişkileri ve kuvvet aktarma yetkisi Genelkurmay Başkanlığı’na ait olacak.
Her TSK çalışanı, kendi birliğinde komutanının emriyle genel kolluk kuvvetlerinin yetkilerini kullanarak terör eylemi yapacaktır.
Valiler ise protokolün uygulandığı dönemde uyum görevini yürütecek.
Polis-asker ortak operasyonlarının komutası en yüksek rütbeli askeri birlik komutanında olacak.
Birimlerde rastgele atanan EMASYA birimi bulunmamaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, EMASYA birimleri olarak ikiz görev olarak kullanılabilir.
EMASYA Protokolü İlk Ne Zaman Uygulandı?
EMASYA Protokolü ilk olarak 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te meydana gelen ve tüm Türkiye’nin kalbinde derin yaralar bırakan depremle hayata geçirildi. Yaşanan afetle birlikte 34 bine yakın TSK çalışanı depremzedelere en hızlı şekilde müdahale etti. Ordunun afet bölgesine hızlı müdahalesi sayesinde kurtarılan insan sayısı oldukça arttı. TSK’nın sarsıntı raporuna göre, depremin olduğu ilk andan itibaren kriz merkezleri oluşturularak bölgeye müdahale edildi.